- 2025 Gravity Kişisel Blogger Tema
- Merhaba arkadaşlar!
- Kişisel blogger temaları yazı dizimize yine Arlina Design tarafından sunulan Gravity Blogger Teması ile devam ediyoruz. Daha çiçeği burnunda olan gravity blogger tema bir çok yenilik ve birçok özelliğe sahip.
- Özellikle hatasız kodlama ve seo dostu yazılım ile güçlendirilmiştir. Özel reklam alanları, özel arama sayfası, ve wordpress tarzı eklentileri ile worpressi aratmayacak blogger teması kullanmak isteyenlerin işini görecektir.
- Gravity Blogger Tema Özellikleri
- Responsive hatasız tasarım
- Mobil uyumlu kodlama
- Google ikonları kullanbilme
- Özel Benzer yazılar
- Özel arama eklentisi
- Özel iletişim sayfası
- Özel arşiv sayfası
- Özel popüler yazılar widget
- Özel etiketler bileşeni
- Gravity Blogger Tema Kullanım Alanları
- Fotoğraf blogları
- Kişisel bloglar
- Portfolyo sayfas
- Tema Paylaşım blogları
- Teknoloji bloglar
Kategori: Uncategorized
-
Blogger Gravity Kişisel Blogger Tema – Massonary grid style 2025
-
NETFLİX BU SEFER DAHA İLGİNÇ DENEYİMLERLE GELİYOR 2025
- Ya dizi izlerken “Onu sevmen ölümün olacak, kurtul şu çocuktan.” diye tweet attığımızda bir daha ki bölümde kız çoktan çocuktan ayrılmış olsaydı ? 2025
Kısa bir süre içinde çok fazla başarı toplamış olan Netflix, bu yıl çok daha ilginç fikirlerle geliyor. Bu sefer de, dizilerin gidişatını ve sonunu sizin belirleyip değiştirebileceğiniz şekilde oluşturacağını açıkladı.
Daha önceden Last Of Us, Life Is Strange, Heavy Rain, Beyond Two Souls ve Until Dawn gibi aynı özelliklere sahip bu oyunlar çok rağbet görmüştü. Bu oyunlarda da, oyunların başından beri verdiğiniz her karar, oyuna; yeni, bambaşka sonlar getiriyordu. Bu sebeple de oyunlara duyulan rağbet artıyordu. 2025
Bunu farkeden Netflix, dizilerin devamını izleyiciye sorarak olayları ve sonunu onların belirleyeceği diziler oluşturacak. Böylece oyunların farklı sonlarının nasıl bittiklerini merak ettikleri için bir çok kez oyunu tekrar oynamaları gibi diziyi de tekrar izleyecekler.
Bu düşünceyle harekete başlayan Netflix, ilk önce birkaç deneme dizisi yapıp tutulursa bu yapımın aslına 2018’de başlayacağını açıkladı. Ülkemizde sadece gençlerin değil, tüm yaş gruplarının beğenisini toplayan Netflix belki de korku filmlerinde elektrik kesildiğinde evde yalnız olduğunu bilmesine rağmen alt kattan ses geldiği için “Kim var orada ?” diye bağırıp aşağı inerek kendi intiharını imzalamak yerine, bizim “Hemen bir yere saklan.” diye sitemimizi duyup güzel sarışını kurtarmamızı sağlayacak.
Ne kadar işe yarar bilinmez ama benim şimdiden heyecanla bekleyip günleri saymama sebebiyet veren bir serinin temelleri atıldığı kesin.
- Ya dizi izlerken “Onu sevmen ölümün olacak, kurtul şu çocuktan.” diye tweet attığımızda bir daha ki bölümde kız çoktan çocuktan ayrılmış olsaydı ? 2025
-
Kanar; Oturduğun koltuğa hakim olamıyorsan; koltuk sana hakim olur 2025
Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinin büyük mahallerinden olan Yenişehir Mahallesi’nde iki dönemden beri muhtarlık yapan başarılı ve halk tarafından sevilen Münir Kanar Viranşehir Ajans’a önemli açıklamalarda bulundu.
Kanar; Muhtar olduğum günden beri Viranşehir’deki kamu kuruluşlarıyla irtibat halinde kalarak, mahallemizin eksikliklerini tüm hassasiyet ve samimiyetimizle gerekli makamlara bildirip, görev süremiz boyunca bu hususların takipçisi olduk. Ve halen görev başındayım gereken çalışmalar için hizmet yapan kurumlarla iletişim halindeyim. Bir Muhtarın sevdası koltuk olmamalı mahallesi için hizmet aşkı olmalıdır. Münir Kanar’ın referansı Yenişehir Mahallesi ve halktır.
İlçemizde iki yıldır devam eden alt yapı çalışmaları, bilindiği üzere, özellikle ara sokaklarda büyük yol tahribatlarına neden oldu. Bu yolların onarımı için belediyemiz ile gerekli görüşmeleri yaparak bu konudaki mağduriyetin giderilmesine katkı sağladık.Okulların açılmasıyla beraber ismini vermek istemedim bir okulumuzun bir tarafı kullanılmaz haldeydi. Gerekli mercilerle görüştük ve sorunlar giderildi. Ayrıca sosyal alanlarda da çeşitli yenilikler yapmayı düşünüyoruz.
Yenişehir Mahalle muhtarlığını başarılı bir şekilde yapan Münir Kanar aktif ve çalışmalarıyla gündemden düşmeyen başarılı bir mahalle muhtarı olan Kanar; Oturduğun koltuğa hakim olamıyorsan; koltuk sana hakim olur dedi..
-
12 Yıldır Kimliksiz Yaşıyor 2025
Suriye’nin Rasulayn ilçesinden Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine 12 yıl önce gelin gelen 7 çocuk annesi Emel Rıdvan, eşini kaybettikten sonra kimlik alamadığı için birçok sıkıntılarla karşılaştığını ifade etti.
- Suriye’nin Rasulayn ilçesinden Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine 12 yıl önce gelin gelen 7 çocuk annesi
- Emel Rıdvan, eşini kaybettikten sonra kimlik alamadığı için birçok sıkıntılarla karşılaştığını ifade etti.
- Emel Turan, 2 yıl önce eşini kalp krizi sonucu kaybetti. Çocuklarıyla derme çatma bir evde kalan 38 yaşındaki anne Emel, bu nedenle birçok haktan yararlanamıyor ve zor günler yaşıyor.
- Eşini kaybettikten sonra sıkıntılar yaşadığını ifade eden Turan, “2003 yılında Türkiye’ye gelin geldim. Eşimle evliliğimizden 7 çocuğumuz oldu. Eşim 2 yıl önce kalp krizi geçirip yaşamını yitirdi. Resmi nikahımız olduğu halde kimliğimi alamıyorum. Yaptığım tüm müracaatlar sonuçsuz kaldı. Kimliğim olmadığı için ölen eşimin maaşından yararlanamıyorum. Sağlık ve seyahat gibi pek çok konuda da sıkıntı yaşıyorum” dedi.
- Türkiye Cumhuriyeti’ne ait nüfus cüzdanını almak için yaptığı tüm müracaatların sonuçsuz kaldığını belirten Turan, “12 yıldır Türkiye’deyim artık bana vatandaşlık verilmesini istiyorum. 7 çocuğumla birlikte derme çatma evde kalıyorum. Bazı akrabalarım ve komşularımın yardımıyla geçiniyoruz” diye konuştu.
-
Masayı Kimin Devirdiği Niçin Anlamsız Hale Geldi 2025
Masayı Kimin Devirdiği Niçin Anlamsız Hale Geldi? 2025
7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan kanlı eylemleri ilk başlatanın kim olduğu konusu hatırlanacağı gibi epey bir tartışma konusu olmuştu. PKK ve bileşenleri, başlattıkları teröre “Sarayın Savaşı” adını vermişlerdi. Hatta şehit olan polisler için de “saray çetesi” ifadesini halen de kullanmaktadırlar.
Ama artık masayı kimin devirdiği konusu sanıyorum gündemde değil. Çünkü PKK ve bileşenleri asıl masayı deviren ve yeniden kanlı bir senaryoyu sahneleyen kişiyi, yani Öcalan’ı bu işin dışında tutacak bir iklim oluşturmayı başardılar.
Memleketin kahir ekseriyeti, gayri analar ağlamasın, kardeşlik zehirlenmesin, geleceğimiz kararmasın ve daha fazla kan akmasın diye “bebek katili” olarak bildiklerini bir “barış elçisi” gibi görmeye yutkunarak razı oldular. Ama Öcalan bu toleransı, hin bir şark kurnazlığıyla kendisine tanınan bir kredi olarak değil kendi gerçek meziyetiymiş gibi göstermek istedi.
HDP ve PKK’nın hükümete “masayı sen devirdin” derken asıl amaçlarının masaya tekme atan “kurnaz caniyi” gizlemek olduğunu öğrendiğimizde artık o bilginin işimize yaramadığını fark ettik.
Mevzu aslında basit gibi görünebilir fakat ben o kadar iyimser değilim. Son derece karmaşık bir konudur. Şöyle ki var olan bir sorunun çözümü için karşılıklı bir masanın etrafında oturan iki aktörün sorunu çözemedikleri ya da çözmek istemedikleri için birisinin ya da ikisinin veya birisinin aniden ve sebepsiz bir şekilde masadan kalkması değildir.
Örgüt ve bileşenleri, silahla yapmak istediklerini nasıl silahsız yapacaklarını denediler. Mesele masa, müzakere ve çözüm ekseninde meydana gelen değişimleri kontrol edip silahla yapılmak istenenleri silahsız yapma tezgahını kurmaktır.
Müzakere masasına oturmasının nedeni silah bırakmak ve akan kanı durdurmak değil, silahla yaptıklarını silahsız yapacak bir düzen kurmak içindi. Bu düzenin kurulmadığını ya da kurulamayacağını gördükleri anda tekrar silaha geri döndüler.
Ve bu tezgahın asıl kurucusu bizzat Öcalan’dır.
Bu sahtekarlık ve iki yüzlülük fark edildiği anda işler değişmeye başladı. Çok yakın bir zamana kadar insanın deli saçması diyeceği “Türkiye İŞİD” ilişkisi, “katil Erdoğan” “sivil Cuma” gibi son derece mantıksız konularla bölge halkını parmaklarında oynatıyorlardı. Ama şimdi insanlar PKK’ya inat başbakanın mitingine gidiyorlar. “Barış ve demokrasi” söyleminin canavarca hisleri saklama maskesi olduğu açıkça görüldü. Örgütün bölgede hiçbir ahlaki meşruiyeti kalmadı artık.
İmralı Görüşme Notları’ndan anlaşıldığına göre Öcalan kendisini Ortadoğu’nun, Türkiye’nin ve bölgenin tek özgün ve kurtarıcı tanrısı olarak görüyor.
Ancak bu kurtarma senaryosunun uygulamaya geçebilmesi için bir kaosa ihtiyaç var. Bütün elemanlarını da bu kaosu uygulayacak bir mekanizma ile örgütledi. Kaosun alanı hayli geniş olduğundan dolayı da müzakereler devam ederken bile dağa eleman götürmeye, göndermeye devam etti.
Bu planın devamı için de Öcalan iki yönlü bir eylem planı hazırlamış, birincisi bölge insanını, yani Kürtleri amaçsız ve bilinçsiz bir şekilde bir çetenin emrinde örgütlemek ve ikincisi de Türkiye’yi idare edilebilir olmaktan çıkaracak gelişmeleri derinden desteklemektir.
Önce bölgede hiç boş bir alan kalmayacak bir dernekleşme faaliyeti başlatıldı, amaç var olan sosyolojiyi değiştirmekti. Örgütün ideolojisi mevcut sosyoloji üzerine inşa edilemeye elverişli olmadığından dolayı da bir an önce tıpkı ruh ikizi olduğu ittihatçılar gibi davrandı, toplumu değiştirdi.
Ulusalcıların ve Kemalistlerin bölgede seksen yılda yapamadığı dejenerasyonu örgüt son on yılda gerçekleştirdi.
Erkeklerin başındaki puşiyi bile çıkaramayan ittihatçılara karşın PKK, Kürt kadınlarıyla bütünleşen “namus” mefhumunu son yıllarda tam anlamıyla paçavraya çevirdi.
PKK, demokrasi açığı dolayısıyla var olan Kürt meselesini Kürtleri ilgilendiren bir konu olmaktan çıkardı. Bunu başarmış bir örgütü hafife almamak gerekir.
Son olarak, bugün bölgede insanlar örgütün tüm kirli yüzünü gördüler ve bir daha kolay kolay bu eşkıyalara inanmazlar ancak bu durum onların devlete ve hükümete inandıkları ve güvendikleri anlamına gelmiyor. Eğer dikkat edilmezse PKK ve Öcalan bu bilgiyi de işlevsiz hale getirecektir, tıpkı masanın kimi devirdiğini bilmemizin artık bir anlamının olmadığı gibi… 2025
-
Abaza Mehmet Paşa Kimdir? Abaza Mehmet Paşa Hakkında Bilgi 2025
Abaza Mehmet Paşa Kimdir? Abaza Mehmet Paşa Hakkında Bilgi 2025
Abaza Mehmet Paşa Osmanlı veziridir. Doğum yeri ve tarihi belli değildir. İstanbul’da 1634 yılında vefat etmiştir. 2025
Gürcü Mehmet Paşa’nın kardeşidir. Gençliğinde ünlü Celalilerden Canbulatoğlu’nın hazinedarlığını yaptığı sırada Kuyucu Murat Paşa’nın Canbulatoğlu ile yaptığı savaşta tutsak edildi. O sırada Yeniçeri Ağası olan Halil Ağa’nın aracılığıyla bağışlandı ve onun korumasına girdi. Halil Paşa kaptanıderya olunca Abaza Mehmet de deryabeyi oldu. Yine Halil Paşa’nın veziriazamlığı sırasında önce Maraş, daha sonra da Erzurum Beylerbeyi’ne atandı (1621). Yeniçerilerin İstanbul’da ayaklanmaları ve II. Osman’ı öldürmeleri üzerine, Erzurum Kalesi’ndeki yeniçerileri ortadan kaldırmak istedi. Erzurum’dan çıkardığı yeniçerilerle yanından kaçanlar, İstanbul’a gelerek şikayette bulununca Abaza Mehmet Paşa Sivas Valiliği’ne atandı (1653). Bunun üzerine ayaklandı ve Erzurum’a vali olarak atanan Mustafa Paşa’yı kente sokmadı. Ayrıca Kars ve Ahıska kalelerinin valilerini de kendi yanına çekti.
Yeniçerilerinin tamamını Erzurum’dan çıkardıktan sonra, yanında topladığı sekbanlarla Şebinkarahisar’ı ele geçirdi. Yakaladığı yeniçerileri öldürttü. Yöre beylerine de, II. Osman’ın öcünün alınması için, kendisiyle birlikte hareket etmeleri için çağrıda bulundu. Kendisine katılanlarla birlikte kuvvetlerinin sayısı 40 bini buldu. Bu kuvvetlerle Ankara’yı kuşattıysa da içkaleyi ele geçiremeyince Niğde’ye çekildi. 1627 yılında Kayseri yakınlarında Karasu Köprüsü’nde Osmanlı kuvvetlerine yenilince Erzurum’a dönmek zorunda kaldı.
Sadrazam Hüsrev Paşa, Abaza Mehmet Paşa’nın üzerine yürüyerek Erzurum’u kuşattı. Ayrıca çeşitli yollardan Abaza’nın yanındakileri kendi yoluna çekmeyi başardı. İran Şahı Abbas’tan gelen yardım da Osmanlı kuvvetlerinin eline geçince çok zor durumda kaldı ve Sadrazam Hüsrev Paşa’dan af diledi. Kabul edilince de 1628 yılında teslim oldu. İstanbul’a geldi ve IV. Murat’ın buyruğuyla Bozna Valiliği’ne atandı. Bosna Valiliği sırasında Belgrat ve Vidin yönetimlerinde başarılı askeri hizmetlerde bulundu. Lehistan Seferi’nde de orduyu komuta etti. Yine Lehistan sorunuyla ilişkin görüşmelere katılmak üzere geldiği İstanbul’da IV. Murat’ın yakın ilgisini gördü. Padişaha bu kadar yakınlığı bazı kesimlerin kıskançlığına yol açtı ve Ermenilerle Rumlar arasındaki anlaşmazlık konusunda Ermenilerden rüşvet almakla suçlandı. İran seferi sırasında Anadolu’ya geçmek isteği de düşmanlarınca yeniden ayaklanacağı biçiminde yorumlandı. Bu sırad apadişaın davranışlarından kuşkulanarak, Üsküdar’a 40-50 at geçirince, durumu haber alan IV. Murat, Abaza Mehmet Paşa’nın öldürülmesini buyurdu. 24 Ağustos 1634 gecesi boynu vurulduktan sonra Kuyucu Murat Paşa türbesine gömüldü.
Giyim – kuşama meraklı ve yakışıklı bir adam olan Abaza Mehmet Paşa, IV. Murat döneminde kendi adını taşıyan bir modanın yaratıcısı oldu. Abaza kesimi adı verilen bu modayı IV. Murat bile benimsedi, kaftan, kavuk, sarık gibi giysiler onun biçiminde kesildi ya da sarıldı. II. Osman’ın öcünü almak için giriştiği mücadele ile halkın gözünde bir kahraman haline geldi. Bu mücadelesi, 17. Yüzyıl şairlerinin Abaza Destanı adını verdikleri bir çok eserin oluşmasına yol açtı.
Abaza Mehmet Paşa, Osmanlı veziridir. Doğum yeri ve tarihi belli değildir. Sinop’ta 1771 yılında vefat etmiştir.
Sadrazam hekimoğlu Ali Paşa’nın Enderun Ağası görevinde bulunduğu sıralarda Sivas’ta ayaklanan asilere karşı gösterdiği başarılı çalışmaları üzerine 1754 yılında Türkmen Ağalığı’na atandı. Maraş Valisi olduktan sonra, 1762 yılında Konya Mutasarrıfı, 1769’da Bender Muhafızı oldu. Daha sonra Boğdan seraskerinin hizmetinde çalıştı ve aynı yıl İç-il (İçel) Sancağı’na gönderildi. Bu görevi sırasında vezirlik rütbesini aldı. 1770 yılında İsmail Muhafızı, arkasından da Hırsova ve Silistre Muhafızı oldu. Aynı yıl içinde görevini kötüye kullanması ve birtakım başarısızlıkları üzerine vezirliği elinden alındı ve Köstendil’e sürüldü. Ancak Kırım Han’ı Selim Giray’ın arabuluculuğuyla vezirliği yeniden elde etti ve Azak Denizi üzerindeki Yenikale Muhafızlığı ile görevlendirildi. Ancak buradaki kimi kalelerin Ruslar tarafından alındığını öğrenince Sinop’a döndü. Görevini yerine getirmediği gerekçesiyle idam edildi. Başı İstanbul’a getirilerek Üsküdar’a gömüldü.
-
Terör çağında istihbarat..
Giriş
Soğuk Savaş ile birlikte savaş anlayışında önemli bir değişim oldu ve büyük güçler kendi arasında doğrudan bir savaş riskinden uzak durmaktadır. Büyük savaş olasılığının azalması ile Batılı devletler savaşmaktan vazgeçmemiş, hatta askeri silahlı çatışmalar düzenli hale gelmiştir. Batılı devletler sınırlı konvansiyonel savaşlarda kendilerine müttefik ülkeler bularak, bunları danışmanlar, eğit-donat programları ve küçük askeri güçler ile destekleyerek, arka planda kalmayı tercih etmektedirler (1). Terörle işbirliği yapan ülkeler madalyonun iki yüzünde de yer almakta, terörle mücadele görüntüsü altında devlet terörü yeni örtülü teşkiller kurgulamaktadır. Çağımızın tehditleri artık devletlerin ötesinde, devlet olmayan unsurlardan geliyor. Bunlar genellikle çöken bir devletin içinden çıkan etnik gruplar, ideolojiler, terör örgütleri şeklinde görülüyor. Doğrudan ve topyekûn askeri güç kullanımı yerine askeri kuvvetlerin sınırlı sayı ve kapsamda, belirli bölgelerde özel görevlerle kullanıldığı askeri yöntemler, bir müdahale ve politika vasıtası olarak 21. yüzyılda yöntemleri gittikçe gelişecek bir gelecek vaat etmektedir. Doğal olarak bu tür yöntemler her şeyden önce askeri gücün hedef ülke veya bölgede farklı istihbarat fonksiyonlarını optimum bir konsantrasyonla kullanacak kuvvet ve yetenek bileşenleri gerektirmektedir. Öte yandan, terör tehdidi Ortadoğu ve dünyanın diğer fakir bölgelerinin ötesine taştı. Arap hareketlerine benzer gelişmeler son yıllarda ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde de insanların sosyal medyayı kullanarak ayaklandığı ve bazen de şiddete dönüşen eylemler ortaya çıkardı. Bunlar aslında daha büyük sosyal hareketlerin habercisi olarak algılanmalıdır. İnsanlar internetten bulduğu bir ideoloji ile bağlantı kurup, katliam yapıyor. Bu nedenle, kolluk güçlerinin sosyal medyadan istihbarat amaçlı istifade etmesinin önemi arttı.Soğuk Savaş’ın bitmesi ile istihbaratçıların işi öncesine nazaran daha da zorlaşmıştır. Bunun en başta gelen nedeni yeni tehdit ve risklerin çok geniş kapsamda ve bugüne kadar görülmeyen nitelikte olması ile ilgilidir. İçinde bulunduğumuz konjonktür “terör çağı” olarak adlandırılmaktadır. Terör örgütleri, sürekli kendilerini rakiplerine adapte ederler. Kabiliyetlerine sizin hassasiyetlerinize göre şekil verirler (2). Üstelik genellikle başka ülkelerde üslendikleri, ulusaşan karakterde olduklarından, onlar hakkındaki istihbaratınızı başka ülkelerde yapmanız gerekir. Soğuk Savaş’ta strateji çok fazla istihbarata bağlı idi. Bugün ise eyleme geçilebilir istihbarata bağlı çünkü hedefiniz caydırmak değil, önlemek. Bu yüzden teröristlerin, potansiyel rakiplerin örgütlerine, eğilimlerine ve kabiliyetlerine nüfuz etmek zorundasınız. İstihbarat artık bir süreç değil, manevra yapabilen bir silah oldu. Aç gözlülük, paranoya, fanatizm ve rekabet sonucu ortaya çıkan düzensizlikler ulus-devlet yapılarını istismara açık hale getirmektedir. Saldırgan istihbarat fonksiyonları medya ve haber kaynakları yanında iletişim ve ulaşım vasıtalarını da hedef almaktadır. Birçok ülke bozucu faaliyetlerle mücadele etmek için kaynak ayırmak zorundadır. Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı ayaklanma, iç savaş ve darbe girişimleri, bunların sonuçları olan bombalı saldırılar ve diğer terör eylemleri güvenlik ve istihbarat anlayışında yeni bir kültürü gerektirmektedir. Bu makalede, güvenlik birimlerimizi, polis, asker ve istihbaratımızı bu yeni kültürle tanıştırmaya çalışacağız.
Yeni (kamu) güvenlik yönetimi ve istihbarat..
Güvenlik yönetimi son 20 yıldır radikal olarak dönüşüme uğradı. Geleneksel anlayışa göre; ulus-devletin polis, sınır güvenlik ve istihbarat servisi gibi özerk, devlet yapıları güvenlikten sorumlu idi. Bugün çok-seviyeli ve çok merkezli güvenlik yönetimi anlayışı içinde; çeşitli devletlerin katıldığı müşterek, çapraz konumlu ulusaşan örgütler, bölgesel ve küresel hükümet örgütleri, ticari güvenlik oluşumları ve gayri resmi şebekeler birlikte çalışmaktadırlar (3). Bu yapılanma, ‘düğümsel güvenlik yönetimi’ olarak adlandırılmakta ve aralarında bir hiyerarşi olmayan karar verme merkezlerinden oluşmaktadır. Şebekelerden oluşan karar yapılarından meydana gelen bu merkezlerde profesyonel uzmanlar, kamu ve özel kesimin aktörleri bulunmaktadır (4). Polis ile ilgili geçmişteki strateji ‘görünürlük’ idi. Caddelerde gezen ya da devriye dolaşan polislerin suçluları suç işlemekten vazgeçireceği varsayımı işe yaramadı. Hırsızlar ve uyuşturucu satanlar fazla umursamadan işlerine devam ettiler. Bugün görünürlüğün yerini ‘görünmezlik’, bilgi toplamak ve önlemek için ‘şebeke kurma’ alıyor. Teröristlerin izini sürmek için komşularınızı takip edin tavsiyesi yapılıyor. Sorgulama haricinde polislerin istihbarat toplama işlerine girmesi Batılı ülkelerde çabucak meşru sınırların ötesine taştı. Üstelik polis teşkilatında toplayıcılar, analizcilerden daha etkilidir ve doğru bilgi gelse bile doğru analiz çıkmayabilir. Polis istihbaratı genellikle taktik seviyededir ve günlük rutin işlere nadiren entegre edilir. Polisin suçluları ve suç faaliyetlerini orijinleri ile birlikte takip etmesi için etkili bir ön hat kullanıcısı olmaları gerekir. Bu ise bilgi, istihbarat, şebeke ve seçilmiş hedefe odaklı bir istihbarat sistemi tartışması getirdi. İstihbaratta dijital teknolojinin kullanılma ihtiyacı, şebekeye dayalı istihbarat anlayışını öne çıkardı.
-
Çıplak Kral ve İnternet Tefecileri
ir süredir yazıyoruz çiziyoruz, tefecilikten bahsediyoruz, şarlatanlardan bahsediyoruz görüyoruz ki üstüne alınanlar oluyor. Tehditler, aba altından sopa göstermeler eeee tereci terasını satar şarlatanlarda şarlatanlığını yapar. Herkes kendisine yakışanı yapar.
Sen kalkacaksın her türlü şarlatanlığı yapacaksın, toplumun dinamikleri ile oynayacaksın. İnsanları kullanacaksın. Garibanın yetimin gırtlağına gitmesi gereken parayı zorla alacaksın. İnsanların işleri ile, güçleri ile uğraşacaksın. İnsanların aile düzenekleri ile bile oynayacak, dalga geçecek, her türlü hakareti her türlü küstahlığı yapacaksın.. Sen beni şikayet et ben ön kapıdan girerim arka kapıdan çıkarım diyeceksin. Ondan sonrada toplumda adamım diye gezeceksin.
Böyle bir düzen yok.
Böyle bir adalet yok.
Sizler kendi dünyanızda krallığınızı ilan etmiş olabilirsiniz. Ama siz çıplak krallarsınız. Aslında sizler üzerinde elbisesi olmadığı halde krallık yaptığını sanan asalaklarsınız. Sizler bir hiçsiniz. Sizlerin toplumun dengelerini bozmaya, insanların iş düzeneklerini, aile düzeneklerini, toplumsal düzeneklerini bozmaya gücünüz yetmez yetmeyecek….
Konumuz İnternetteki Tefeciler…
İnternete dadanan tefeci ve dolandırıcılar, acil paraya ihtiyacı olan vatandaşları yüksek faizle borçlandırırken ele geçirdikleri kimlik ve kredi kartı bilgileriyle de dolandırıyor.
Tefeci ve dolandırıcılar acil paraya ihtiyacı olanları tuzağa düşürmek için interneti mesken tuttu.
Tefeciler, bankaların kara listelerinde oldukları ya da kredi limitlerini doldurdukları için finans kuruluşlarından yeni kredi alamayanları internet üzerinden ağlarına düşürüyor. İnternet siteleri, forum ve bloglara bıraktıkları mail adresiyle para ihtiyacı olanlara ulaşan tefeciler, vatandaşları yüksek faizle borçlandırıyor. Dolandırıcılar ise düşük faizli kredi vereceklerini söyleyip kandırdıkları vatandaşların kimlik ve kredi kartı bilgilerini ele geçiriyor. Dolandıcılar ele geçirdikleri bu bilgilerle bu kişiler üzerinden şirketler kuruyor ya da finans kuruluşlarından kredi çekiyor.
Hiç çekinmeden utanmadan Türk adaletinden korkmadan Tefeci web siteleri kurup işlem yapıyorlar..
Biz bunu görüyoruzda Yetkililer neden göremiyor yoksa gözlerine kulaklarına Kirli Paramı yapışmış ?
Emniyet ancak İşlem göremeyip şu şekil de uyarıda buluyor
Emniyet yetkilileri, vatandaşları internete dadanan dolandırıcı ve tefecilere karşı işlem göremeyip şu sözlerle uyardı. Dolandırıcıların verilecek kişisel bilgileri kullanarak vatandaşlara zarar verebileceğini ifade eden emniyet yetkilileri, “Vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olmalı. Güvenmedikleri kimseyle kimlik bilgilerini paylaşmasınlar” dedi. İnternet üzerinden yüksek faizle borç vermenin de tefecilik suçu kapsamına girdiğini ifade eden yetkililer, bunun hiçbir yasal dayanağının olmadığını vurguladı.
Bir uyarıda benden “Şu an ülkemizde oturmuş bir bankacılık sistemi var. Bu tür vakalar bu sistemin güvenirliliğine de darbe vuruyor. Vatandaşlarımız da doğal olarak ‘denize düşen yılana sarılır’ mantığıyla haraket edebiliyor. Yasal hiçbir zemini yok. Kimse yılana sarılmasın”
İnternet üzerinden yüksek faizle borç vermenin de tefecilik suçu kapsamına girdiğini , tefecilik suçuna 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Dolandırıcılık suçuna istenen ceza da suçun niteliğine göre değişiyor. savcı ve hakimlere duyrulur.
-
ŞANLIURFA’NIN TARİHİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARTILIYOR 2025
Şanlıurfa’nın tarihi yapılarını tekrar gün yüzüne çıkartmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’sinde bahsettiği tarihi Çarmelik Kervansarayı’ndaki camiinin restorasyon çalışmalarını da sürdürüyor.
Şanlıurfa kent merkezinde bir taraftan Kale Eteği ve Kızılkoyun projelerini yürüten diğer taraftan tescilli köprülerle, kapalı çarşıdaki tarihi hanlarda yaptığı restore uygulamaları ile dünyanın en eski yerleşim yeri olarak bilinen Şanlıurfa’yı turizmde hak ettiği yere ulaştırmayı amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, Çarmelik Kervansarayı’ndaki camiyi özüne uygun yaşatmak için kolları sıvadı.
Bozova ilçesine bağlı Büyükhan mahallesinde yer alan ve tarihi 17. yüzyıla kadar dayanan Çarmelik Kervansarayında önceki yıllarda da restore çalışmaları başlatılmış ancak çalışmalar yeni bulguların elde edilmesi ve keşif artışına gidilmesi ile uzatılmıştı. Kent merkezi ve ilçelerde sürdürülen restore çalışmaları kapsamında tarihi tekrar gün yüzüne çıkartan Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların takdirini topluyor.
BÜYÜKŞEHİR, SİVEREK’İN TARİHİNE SAHİP ÇIKIYOR
Aynı zamanda Siverek, Gülabibey Mahallesinde bulunan tescilli Geleneksel Siverek evlerini turizme kazandırmak için restorasyon çalışmaları başlatan Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa’nın tüm ilçelerinde bulunan tarihi yapıtları korumaya devam ediyor.
17-18. yüzyıllara ait ve Siverek’in geleneksel evlerini temsil eden yapıtlarda restorasyon çalışması başlatarak Siverek Kültür Evlerine dönüştürmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlardan tam not aldı.
Bölgede sürdürülen çalışmalara tanıklık eden Siverekliler, “Bu tür çalışmaların olması bizleri sevindiriyor. Eskiden buralar yıkık viran bir şekildeydi. Şimdi ise restorasyon yapılarak tarihi evler oluyor. Bu sayede ise turislerin buraya gelmesi hedefleniyor
-
Hello world!
Welcome to WordPress. This is your first post. Edit or delete it, then start writing!